top of page

Yasın Beş Aşaması

Bir ölüm ya da kayıp yaşantısı sonrasında yaşadığımız süreci bir çok araştırmacı ve yazar tarafından kaleme alınmıştır. Bunlardan en çok bilineni ise şüphesiz E. Kübler Ross olacaktır. Ross yası beş aşamada ele almaktadır: inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabul. 

Ancak kendisi yaşamında en çok yanlış anlaşılan şeyin bu aşamalar olduğunu dile getirir:

 

  • Yas yaşayan bir kişi bu aşamaları sıralı bir şekilde ve belirli sürelerde yaşamak zorunda değildir.

  • Kişi bazen bu aşamalardan herhangi biri ya da birilerini yaşayabilirler.

  • Ya da artık bu kaybı kabul ettiğini düşünen birisi zaman zaman öfkeyi yoğun bir şekilde yaşadığını hissedebilir.

  • Bazen de kişiler inkarda olduğu gibi gerçekten içinde oldukları sürecin tam olarak farkında olmayabilirler.

İNKAR

Sembolik anlamdadır. Kişi “onun öldüğüne inanamıyorum.” der ancak bu gerçek bir reddetme değil, durumun ağırlığındandır. “Eve geliyorsunuz ve sevdiğiniz kişi her zaman olduğu gibi kapıya size doğru yürümüyor” Donup kalmak, şok hali ve boşluk hissi hakimdir.

 

İnkar, başa çıkma ve mücadele için bir fırsat oluşturur. Ruhu koruyan bir mekanizmadır. Duygularımızı yatıştırır ve başa çıkabileceğimiz kadarına izin verir. İlk anda kayıpla ilgili bütün duygulara maruz kaldığınızı düşünün. Duruma inanamayız çünkü bu aşamada tam bir inanma gerçekten çok fazladır. İnkar söndükçe, arka plandaki duygular (inkar edilenler) açığa çıkacaktır.

ÖFKE

Bir çok şekilde olabilir. Mantıklı ve geçerli olmayabilir. Kendinize, çevrenizdeki insanlara, ölen kişiye, doktorlara ve hatta tanrıya bile … Onu yalnız bıraktığınız, yeterince ilgilenmediğiniz, engelleyemediğiniz, bu sonu göremediğiniz …. Daha derin duyguların önündeki bir barikattır. Üzüntü, incinmişlik, panik, yalnızlık … Bunlarla yüzleşene kadar öfkeye sığınırız. Çünkü hazır değilizdir.

Yıpratıcı ancak işlevseldir, tabi ki çok uzun sürmediği sürece. Sevilen kişiyle doğru orantılıdır ve normaldir. 

Öfkeden korkan bir yaşamımız var, ancak ifade edilmesi gereklidir. Çabucak atlatılsın, yatıştırılsın isteriz. Şuçlamaya dönüşebilir. Ancak unutmayın, durumu değiştirecek gücünüz olsa bunu zaten yapardınız.
 

PAZARLIK

“Lütfen Allahım yaşamasına izin ver. bir daha asla ona kızmayacağım” “onun yerine ben ölseydim.” “onu bağışlarsan sana kurbanlar adayacağım.” Sevdiğimiz kişiyi geri getirmek isteriz “eğer… yaparsam?” soruları Kendimizi ve süreci anlamamıza yardımcı olur. Kişi gerçekten pazarlık etmiyordur. Kaybın verdiği acıdan bir süreliğine kurtulmak için gerçekleşir.

İstasyon görevi üstlenir. Zihnimizin bir aşamadan diğerine geçmesine yardımcı olur. Ruhumuza uyum için ihtiyaç duyduğu zamanı verir. Sorularla geçmişi değiştirmek isteriz ancak sonuç yine aynıdır. Acı gerçektir ve sevdiğimiz kişi artık yoktur.
 

DEPRESYON

Derin keder yaşama dahil olur. Yaşam anlamsızlaşır, derin bir boşluk hissi Sonsuza kadar sürecekmiş gibi. Daha önce yaptıklarınız boş ve gereksiz görünür. Ne yediğinizin&yemeyi durdurmanın ya da sağlıklı olmanın bir anlamı yoktur.

Önemli bir kayba verilen normal bir yanıttır.
 

Ne yapılmalı? Kaçmak uygunsuz bir çabadır. İstenmeyen, sizi de umursamayan bir misafiri karşılar gibi kabul etmek gerek. Üzüntü ve boşluğun sizi arıtmasına izin verin. Amacına hizmet ettiğinde sizi terk edeceğini bilin.

KABUL

Her şey düzeldi mi? Bir çok kişi böyle hissetmiyor. Sevdiğimiz kişinin artık var olmadığını ve bu durumun kalıcı olduğunu kabul etmektir bu. Bu onun zamanıydı. Ama biz hayattayız ve hikaye devam ediyor.

Onun olmadığı bir dünyada yeni bir yaşam kurmak gereklidir. Başlangıçta eski yaşamı devam ettirme arzusu vardır ancak kabul safhasındaki kişi artık bunun olmayacağını bilir. Yeni roller, görevler, sorumluluklar gelişir. Benlik kaybedilen kişiden ayrıştırılmadıkça bu zorlaşır. İlginç şekilde iyileşme bizi zaten o kişiye yakınlaştıracaktır. O kişinin yerini dolduramayız ancak yeni bağlantılar, ilişkiler kurabiliriz. Artık duyguları inkar etmeyiz, ihtiyaçlarımızın farkındayızdır, değişiriz, gelişiriz … Sonu olmayan devam eden bir süreçtir aslında kabul.

Yararlanılan Kaynaklar

Kübler-Ross, E., & Kessler, D. (2005). On grief and grieving: Finding the meaning of grief through the five stages of loss. Simon and Schuster.

Maciejewski, P. K., Zhang, B., Block, S. D., & Prigerson, H. G. (2007). An empirical examination of the stage theory of grief. Jama, 297(7), 716-723.

Rothaupt, J. W., & Becker, K. (2007). A literature review of Western bereavement theory: From decathecting to continuing bonds. The Family Journal, 15(1), 6-15.

DEU-Logo-JPEG-1000x1000.jpg

Dokuz Eylül Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü

Bu çalışma TÜBİTAK 1002 projesi kapsamında desteklenmektedir © 2020

bottom of page